İran destekli Husiler’in Kızıldeniz’de gerçekleştirdiği saldırılar, taşımacılık şirketlerini ve küresel ticaret rotalarını tehlikeye sokuyor. Bu saldırılar nedeniyle büyük taşımacılık şirketleri, Orta Doğu’nun deniz ticareti için kritik olan Bab’ül Mendeb geçiş noktasından geçişi durdurarak rotalarını Ümit Burnu’na çevirme kararı almıştır.
Ancak bu durum, gemilerin seyahat sürelerinde yüzde 40’a kadar bir artış ve navlun maliyetlerinde bir yükseliş anlamına gelmektedir.
Dubai merkezli BluePeak Commodities and Shipping firmasından Luv Menghani, yaptığı açıklamada, MSC, Maersk, NYK Line, Hapag-Lloyd gibi konteyner hatlarına yönelik artan saldırıların birçok geminin seyahatini durdurmasına neden olduğunu belirtti.
Eurasia Group analisti Gregory Brew de, saldırıların ardından Ümit Burnu’nun stratejik öneminin arttığına dikkat çekti.
Rota Değişirse Maliyet Artar
Rotasını değiştiren gemicilik şirketleri, filolarını Kızıldeniz rotasından vazgeçip daha uzun olan Ümit Burnu’nu tercih etmiştir. Bu da seyahat mesafesinde yüzde 40’a varan bir artışa neden olmaktadır. Zaten Ortadoğu’daki çatışmalar nedeniyle bazı gemiler, Süveyş Kanalı’ndan kaçınmak için daha önce Ümit Burnu’na yönelmişti.
S&P Global verilerine göre, Doğu’ya giden gemiler, MSC Diana ve Zenith Lumos, Tanca ve Algeciras üzerinden aktarma yaparak geçtiği Ümit Burnu’nu tercih etmiştir.
Batıya giden ticarette ise Maersk Camden, Maersk Campton ve MSC Virgo, daha önce Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden seyahat eden gemilerin aksine, son hareketlerinde Ümit Burnu rotasını seçmiştir.
Rota 150 Yıl Öncesine Dönebilir
Yaklaşık 150 yıl aradan sonra Ümit Burnu, tekrar küresel deniz ticaretinin odak noktası haline gelme eğilimindedir. Her yıl 17 bin gemi, bu kanaldan geçerek küresel ticaretin yüzde 10’unu oluşturan bir hacmi taşımaktadır.
Ancak, Husilerin saldırısı sonucunda vurulan Liberya bandıralı Al Jasrah kargo gemisi, işletmecisi Alman şirket Hapag Lloyd ve Danimarkalı taşımacılık devi A.P. Moller-Maersk tarafından işletilen tüm konteyner sevkiyatlarını Kızıldeniz üzerinden askıya almıştır.
Bu saldırılar, deniz ticaretindeki güzergahları etkileyerek önemli küresel ticaret rotalarını değiştirmeye yönlendirmiştir.
Alman şirketi Hapag Lloyd ve Danimarkalı A.P. Moller-Maersk gibi dev taşımacılık şirketleri, Kızıldeniz rotasındaki riskleri azaltmak amacıyla Ümit Burnu’nu tercih etmekte ve bu da seyahat sürelerinde ve navlun maliyetlerinde artışa neden olmaktadır.
Bu gelişmeler, Ümit Burnu’nun stratejik önemini yeniden vurgulayarak, deniz ticaretindeki dengeleri değiştirme potansiyeline sahiptir.
Husi saldırıları, küresel taşımacılık endüstrisini etkileyerek, büyük şirketleri güvenli güzergahlar aramaya yöneltmiş ve Ümit Burnu’nu yeniden aktif hale getirmiştir.